İlkokul Çağındaki Çocuklarda Ekran Süresi
İlkokul Çağındaki Çocuklarda Ekran Süresi, Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çocukları ekrandan uzak tutmak tam anlamıyla mümkün olmamaktadır. Ekran süresi dediğimiz kavram insanların bir gün içinde televizyon, tablet, cep telefonu gibi teknolojik aletleri toplamda ne kadar süre kullandığını ifade etmektedir (Duygulu ve Hepkon, 2021). Özellikle pandemi, ekranda geçirilen sürenin artmasında önemli bir etken olmuştur. Evden çıkmanın yasak olduğu zamanlarda herkes gibi çocukların da daha fazla tablette vakit geçirdiğini, çevrimiçi oyunlar oynadığını ve televizyon izlediğini söyleyebiliriz. Aynı zamanda pandemiyle birlikte online eğitime geçilmesi ve pandemi bitmiş olsa bile online eğitimin hayatımıza entegre bir hale gelmesi nedeniyle teknolojiyle iç içe olmamız kaçınılmazdır. Teknolojinin yararı kadar zararının da olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Aşırı teknoloji kullanımı çocuklarda uyku problemlerine, depresyona, internet ve oyun bağımlılığına neden olabilmekte hatta çocukların hayal gücünü ve motor gelişimini negatif yönde etkileyebilmektedir (Göker ve Turan, 2020; Öztürk, 2021; Mustafaoğlu ve ark., 2018). Bu yüzden de çocukların yaşına bağlı olarak ekran kullanımına kısıtlama getirilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca çocukların fiziksel aktivitelere katılmaları, açık havada zaman geçirmeleri, arkadaşlarıyla sosyal etkileşimlerde bulunmaları gibi diğer etkinliklere de zaman ayırmaları önemlidir.
Amerikan Pediatri Derneği 2 yaşına kadar çocukların ekrana maruz kalmasını önermemektedir. 5 yaşına kadar günde 30-45 dakika, 5 yaşından sonra ise günde 1 saat ekrana maruz kalmanın uygun olduğu söylenmektedir. 8-10 yaşındaki ilkokul çağındaki çocuklarda ise aileler çocuklarına kontrollü bir şekilde kısıtlama getirmelidir çünkü bu dönemde çocuklar teknolojiyi hem eğitim için hem de eğlenmek için kullanırlar. Bu süre birbirini dengelemelidir. Çocuklar saatlerce oyun oynamamalıdır ya da televizyon seyretmemelidir (Göker ve Turan, 2020; Yılmaz ve Güney, 2021). Aileler aynı zamanda çocuklarının izledikleri ve oynadıkları şeylerin içeriğini de kontrol etmelidirler. Aşırı şiddet, pornografik içerikler ya da nefret içerikli söylemler çocuklar için risk teşkil etmektedir ve duygu ve düşüncelerini olumsuz yönde etkileyebilirler (Duygulu ve Hepkon, 2021).
Ayrıca aileler çocuklarına, derslerinde yardımcı olabilecek TÜBİTAK, eduMedia, Khan Academy gibi faydalı sitelerin de olduğunu göstererek çocuklarının hem eğlenip hem de öğrenmelerine katkıda bulunabilirler.
Bazı araştırmalarda; televizyon, tablet gibi teknolojik aletleri fazla kullanan ebeveynlerin çocuklarının da ekranda geçirdikleri sürenin fazla olduğu görülmüştür (Lauricella ve ark., 2015). Çocukların ebeveyn davranışlarını modellediği unutulmamalıdır ve bu nedenle ebeveynlerin çocuklarına kendi davranış ve tutumlarıyla örnek teşkil etmeye dikkat etmesi gerekmektedir. Örneğin tüm aile yemek esnasında telefonlarını kullanmamaya dikkat etmelidir ve herkes yatmadan birkaç saat önce teknolojiyle bağını kopartıp kitap okumak gibi daha faydalı bir davranış geliştirebilir.
İlkokul çağındaki çocuklar aynı zamanda sosyalleşmek için de teknolojik aletlerini kullanırlar ve arkadaşlarıyla sosyal medya aracılığıyla iletişim kurarlar. Çocukların tanımadığı insanlarla iletişim kurmasını engellemek ve çocukları siber zorbalıktan korumak için ebeveynlerin bir aile hesabı açması etkili olacaktır ve böylece çocuklarının kimlere mesaj atacağını kontrol edebilirler (Yılmaz ve Güney, 2021).
Ebeveynler, çocuklarına ne kadar ekran süresi verilmesi gerektiği konusunda farklı görüşlere sahip olabilirler. Bu nedenle, ailelerde çatışma ve kavga yaşanabilir. Bu tür bir sorunu çözmek için aile içinde açık bir iletişim kurulması önemlidir. Aile üyelerinin bir araya gelerek görüşlerini paylaşması ve herkesin birbirini dinlemesi açık bir iletişim için gereklidir. Aile üyeleri birbirlerinin görüşlerini anlamaya çalışarak sorunu çözmek için ortak bir çözüm yolu bulabilirler. Aile üyeleri, ekran süresi konusunda nelerin kabul edilebilir olduğunu belirleyebilirler. Örneğin, haftada kaç saat ekran süresi verileceği veya hangi saatlerde ekranların kullanılabileceği gibi kurallar belirlenebilir. Bu kuralların belirlenmesinde, çocukların yaşları, okul programları, ailelerin iş programları vb. dikkate alınabilir. Aile üyeleri kuralları birlikte belirledikten sonra bu kuralların uygulanması da önemlidir. Ebeveynler, çocuklarının ekran süresini takip ederek kurallara uyulup uyulmadığını kontrol edebilirler. Ayrıca ebeveynler çocuklarına ekran dışı etkinlikler önererek onların farklı alanlarda da kendilerini geliştirmelerine yardımcı olabilirler. Sonuç olarak, aile içinde ekran süresi konusunda çatışmalar yaşanması normal bir durumdur. Ancak, aile üyeleri arasında açık bir iletişim kurarak ortak bir çözüm bulunabilir. Bu çözümün uygulanması için kuralların belirlenmesi ve uygulanması da önemlidir. Firmamızın bir diğer bloglarından olan İzmir Alsancak Pedagog sayfamıza göz atarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Aşağıdaki ipuçları, ebeveynlerin çocuklarıyla açık bir iletişim kurmalarına yardımcı olabilir:
- Dinleyin: Çocuğunuz konuşurken ona tam dikkatinizi verin ve söylediklerini anlamaya çalışın. Onu dinlediğinizi göstermek için göz teması kurun ve sorular sorun.
- Empati kurun: Çocuğunuzun hissettiği duyguları anlamaya çalışın ve bu duyguları onaylayın. Empati kurmak, çocuğunuzun kendisini anlaşılmış hissetmesine yardımcı olur.
- Sabırlı olun: Çocuğunuzun fikirlerini ifade etmesi için zaman tanıyın. Sabırlı olmak, onun söylediklerini anlamanıza ve doğru şekilde yanıtlamanıza yardımcı olacaktır.
- Eleştirilerden kaçının: Eleştiriler, çocuğunuzun kendine güvenini zedeleyebilir ve açık iletişimi engelleyebilir. Bunun yerine, çocuğunuzu cesaretlendirin ve ona yapıcı geri bildirimler verin.
- Günlük hayatta konuşun: Ebeveynler, çocuklarıyla günlük hayatta ne yaptıklarını ve hissettiklerini konuşabilirler. Bu, çocuğunuzun size güvenmesine ve size açık olmasına yardımcı olabilir.
- Sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olun: Çocuğunuzun sorunları varsa, ona yardımcı olmak için elinizden geleni yapın. Onu dinleyin ve çözüm önerileri sunun.
- Pozitif bir tutum sergileyin: Olumlu bir tutum, çocuğunuzun size açılmasına ve kendilerini daha rahat ifade etmelerine yardımcı olur. Pozitif bir yaklaşım, çocuğunuzun kendine güvenini artırabilir.
Sonuç olarak teknolojinin zararları olsa da doğru ve etkili bir biçimde kullanıldığında teknoloji hem akademik hem de sosyal olarak hayatımızı kolaylaştırır. Birçok yeni bilgiye saniyesinde ulaşmamızı sağlar. Ebeveynlere düşen görev çocuklarına teknolojinin nasıl etkili ve doğru kullanılacağını öğretmek ve onlara rol model olmaktır. Bu noktada ebeveynlerin çocuklarıyla açık ve sağlıklı bir iletişim kurmaları çok önemlidir. Açık iletişim, çocuğunuzun duygularını ve düşüncelerini paylaşmalarını teşvik eder ve aynı zamanda onların sorunlarını anlamak ve çözmek için size fırsat verir. Ancak eğer çocuğunuz ekran karşısında çok fazla vakit geçiriyor ve almaya çalıştığınız önlemler işe yaramıyorsa bir uzmandan destek alabilirsiniz.